Mantralar |
Sesin potansiyelini kavramak için, sadece İbranice İncil’i okumak yeterli, o bize borazanların güçlü titreşimini ve askeri yürüyüş yapan ayakların temposunun Eriha’nın duvarlarını nasıl devirdiğini anlatır. Modern zamanlarda, bu aynı armonik fenomeni, çevresinde esen rüzgarın frekansıyla rezonans içinde dalgalanan Kaliforniya köprüsünde gördük. Köprü en sonunda parçalandı. Birçoğumuz için eşit derecede nahoş olan şey, yanımızdan geçen otomobillerin derin, gümbürdeyen bass’larıdır (alçak perde), bunlar kalp çarpıntısına neden oluyor.
Bu tür “sürüklenme” duyumsamaları, meditatif düşünce, sözcükler veya ritmik sesler ile tersine çevrilebilir, tüm bunlar herhangi bir frekans modelini hızla değiştirir. İnsanlar her zaman, değiştirilmiş bilinç hallerine yol açmak ve sesin gücüyle iyileştirmek için seslendirme (şarkılar, mırıldanmalar, mantralar vs) ve tonlamalar kullandılar.
Son zamanlarda, Mısırlı hiyerogliflerin, hastalarının enerji alanlarını iyileştirmek için kendi seslerinin titreşimlerini kullanan uzmanları (ustaları) gösterdiğini okudum, ama bu henüz doğrulanmadı. Frekans ve titreşimin yapabileceklerini tam olarak kavrarsak, her şeyi iyileştirebileceğimiz, sezgisel olarak anlamlı geliyor.
Çağlar boyunca kaybolan bu yeteneklerin ırka ait anısı Edgar Cayce ve diğerleri tarafından geri getirildi. Cayce’nin uzak geçmişe göz atışlarını okuyan araştırmacılar, Mayaların, Azteklerin ve Mısırlıların megalitik tapınaklar ve piramitler inşa etmek için 100 tonluk kayaları yüzlerce mil uzağa, dağlara ses teknolojisi üstatlığı vasıtasıyla taşıdıklarına inanıyorlar.
David Elkington’un titizlikle araştırılmış kitabı, ‘Tanrıların Adına’ Mısır piramitlerinin defin odaları olarak değil, spiritüel yükseliş için ve ölünün mumyalanmasını hızlandırmak için frekans modülatörleri olarak kullanıldığını iddia ediyor. Kutsal höyükler ve taş çemberleri gibi, piramitsel yapılar yüksek sesle söylenen sesleri yükseltir, büyütür ve kristalin insan bedeninin frekanslarını, Dünya’nın kristalin şifa verici frekansları ile uyumlu hale getirmek amacıyla yükseltmek için kullanılmış olabilir. Bugün Dünya’nın frekansının 7.8 hertz olduğunu biliyoruz, bu frekans meditasyonun ve elle şifa uygulayanların anında iyileştirmelerinin temel beyin dalgası frekansıdır.
Hindular, Budistler ve birçok Batılı, çok bilinen “Om” veya Sufi sözcüğü “Hu” yu söyleyerek beden – zihni armonize eder. Bu sözcükleri başkalarına nasıl seslendirdiğimiz yerine, sevgi dolu, ilahi enerjinin hissine odakladığımız zaman, bu sözcüklerdeki sesli (ünlü) sesler enerjiyi karın, kalp – akciğer ve kafatası boşluklarında dolaştırır. Seslendirmenin ve tonlamanın anahtarı o anda var olmaktır.
İşte kadim Mısır’dan gelen güçlü bir seslendirme. Bu, Edgar Cayce tarafından trans halindeyken alınmıştır ve Cayce’nin kurduğu ARE Vakfının yayınladığı ‘Köprü olarak Müzik’ küçük kitabında açıklanmıştır. (http://www.edgarcayce.org). Konuşmalarım ve workshoplarım sırasında insanlardan bu seslendirmeyi söylemelerini istiyorum ve daima söyleyenlerin derin meditatif hallere taşıdığı güzel armonik yüksek tonları işitiyorum. Cayce, bu özel seslendirmenin bizi ilahi olana ve ilahi olanı kendimize çekme yeteneğimizi uyandırdığını söyledi. Sizin için işe yarayıp yaramadığına bakın!
Kendinizi sevginin kutsal çemberiyle sarmalayarak ar-ar-r-r–i-i-i–o-o-o—mmm ‘u söyleyin. Pelvisinizi (leğen kemiğinizi) ve göbeğinizi bu zengin, rezonant “ar-ar-r-r” ile doldurun ve solar pleksusunuzda tüm bedeninizi “iiiiiiii” ile doldurun, nefesinizi yukarıya doğru çekin ve kalp ve boğaza “oooooooo” sesini yönlendirin, sonra beynin tabanına ve merkezine “uuuuuuuuu” yu seslendirin ve alına ve beyninizin ön lobuna “mmmm”ı seslendirin. Bu en son ses titreşimini başınızın kemiklerinde hissedersiniz.
Eğer bir süre bu seslendirmeyi sürdürerek oturursanız, beden – zihninizden akan ruhsal sevgi akımlarını hissedersiniz ve bir huzur nehri sizi mükemmel sevginin Birliğine taşır. Sevdiklerinizi ve Dünya’nın insanlarını gözünüzde canlandırarak, huzurunuzu ve şifanızı paylaşın.
Neşe Birliğe giden bu yolların doğal sonucudur, çünkü burada her şeyi mükemmelliğini hissediyoruz ve İlahi Olanla bir olduğumuzu biliyoruz. Tüm acılar, kayıplar ve üzüntüler Tanrı’nın Işığına ve Sesine doğru olan bu yolculukta azalıp yok olur. Bu aydınlanmış Birliğin güzel müziğinde, gerçekten ait olduğumuz yerimizde, yuvada, özgürlük ve neşenin kanatlarında ebediyen süzülürüz.
Judith Pennington
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder